to witness or observe by personal experience

listen to the pronunciation of to witness or observe by personal experience
İngilizce - Türkçe

to witness or observe by personal experience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

see
{f} bakmak

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur. - The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.

see
bakınız

Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız. - Please see below for details.

Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız. - See www.example.com for more information.

see
dikkat etmek
see
farkına varmak
see
gör

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. - Mary decided never to see him any more.

Aşk onu rüyalarında görmektir. - Love is seeing her in your dreams.

see
{f} anlamak

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim. - I like to take things apart to see what makes them tick.

see
{f} görüp geçirmek
see
{i} piskoposluk
see
gör(mek)
see
{i} papalık
see
gereğini yapmak
see
see a thing through bi
see
(fiil) görmek, seyretmek, bakmak, görüp geçirmek; görüşmek; anlamak; sezmek, farketmek; göz önüne almak; uğurlamak, yolcu etmek
see
{f} görmek: If you shut your eyes you won't see anything. Gözlerini kaparsan hiçbir şey görmezsin
see
{f} farketmek
see
{f} anlamak: Do you see what I
see
bir yolunu bulmaya çalışmak
İngilizce - İngilizce
see

Yes, now I've seen it all!.

to witness or observe by personal experience

    Heceleme

    to wit·ness or ob·serve by per·son·al ex·pe·ri·ence

    Türkçe nasıl söylenir

    tı wîtnıs ır ıbzırv bay pırsînîl îkspîriıns

    Telaffuz

    /tə ˈwətnəs ər əbˈzərv ˈbī ˈpərsənəl əkˈspərēəns/ /tə ˈwɪtnəs ɜr əbˈzɜrv ˈbaɪ ˈpɜrsɪnɪl ɪkˈspɪriːəns/