İngilizce - Türkçe
to ward or fend off; to drive back or away; to repel teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- defend
- savunmak
Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.
-The natives have to defend their land against invaders.
Kendini savunmak zorundasın.
-You have to defend yourself.
- defend
- arkasında olmak
- defend
- savun
Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.
-They defended their country against the invaders.
Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
-It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- defend
- korumak
Kendini bu suçlamalara karşı korumak için buraya gelmedi.
-She didn't come here to defend herself against these accusations.
Ükemizi yabancı saldırısından korumak zorundayız.
-We have to defend our country from the foreign aggression.
- defend
- {f} müdafaa etmek
- defend
- savunmak müdafaa etmek
- defend
- {f} from -den korumak
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
to ward or fend off; to drive back or away; to repel teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- defend
to ward or fend off; to drive back or away; to repel
Heceleme
to ward or fend off; to drive back or away; to re·pelTelaffuz
Resimler
Favoriler