Dan ve Linda bir partiye katılmak için plaja gittiler.
- Dan and Linda went to the beach to attend a party.
Eve geri gitmek istemiyorum. Bir partiye katılmak istiyorum.
- I don't want to go back home. I want to party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
- The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Onunla birlikte partiye gitmemi önerdi.
- He suggested I go with him to the party.
Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.
- I wish I could go to the party with you.
Tom kesinlikle partimizi daha eğlenceli yapmak için yardım etti.
- Tom certainly helped make our party more fun.
Onun partisi gerçekten eğlenceliydi.
- Her party was really fun.
Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.
- I go to any party I am invited to.
Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.
- We invited him to the dinner party.
Miss, do you party?” the boy asked. “What?” Jennifer asked back. “Do you smoke? I'll get you some cheap. One American dollar equals forty Jamaican dollars. I'll get you as much of the stuff as you need.”.