Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
- The man tried to catch hold of me by the collar.
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
- Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum.
- I want to make sure that I don't catch the flu.
Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.
- Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants
He caught the last three innings.
The cavalry will head off the bandits at the pass.
... who, broke into the Greek telecom switches, turned on the lawful intercept capability, ...
... boots up lawful intercept operating systems. Now, assume that we get an owner-controls ...