to get into or inside something, literally or figuratively

listen to the pronunciation of to get into or inside something, literally or figuratively
İngilizce - Türkçe

to get into or inside something, literally or figuratively teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

get in
(arabaya) binmek
get in
arabaya binmek
get in
(Politika, Siyaset) seçimi kazanmak
get in
ürünü toplamak
get in
içeri girmek

İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin? - Where can you buy a ticket to get in?

Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım. - I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.

get in
(taşıta) binmek
get in
sokmak

Tom yine başını belaya sokmak istemiyor. - Tom doesn't want to get in trouble again.

Başımı belaya sokmak istemiyorum. - I don't want to get into trouble.

get in
var

Varır varmaz seninle temas kuracağım. - I'll get in touch with you as soon as I arrive.

Buraya varır varmaz benimle temasa geç. - Get in touch with me as soon as you arrive here.

get in
varmak
to get into
girmek için
get in
(deyim) kabul edilmek. get someone in cagirmak get sth. in toplamak,iceri almak. get in with someone [kd] birinin gozune girmek. get in on the ground floor (kd) bir işle veya planla başlangıçtan ilisi olmak
get in
içeriye girmek

İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız. - We've got to find another way to get in.

get in
(Fiili Deyim ) 1- içeri girmek , gelmek , varmak
get in
(deyim) secilmek
get in
seçilmek
get in
with -in arkadaşlığını kazanmak
get in
girmek

Gelecekte gazetecilik işine girmek istiyorum. - I'd like to get into journalism in the future.

Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler. - The visitors waited in a long line to get into the museum.

get in
(bir yere) girmek/gelmek/gitmek
get in
(deyim) girmek. 2.varmak ,gelmek
İngilizce - İngilizce
get in

You'd better get in gear. We've got work to do!.

to get into or inside something, literally or figuratively