to cause to differ; to make different; to mark as different; to distinguish

listen to the pronunciation of to cause to differ; to make different; to mark as different; to distinguish
İngilizce - Türkçe

to cause to differ; to make different; to mark as different; to distinguish teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

difference
{i} fark

İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır. - There are some differences between British English and American English.

Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak. - It will not make much difference whether you go today or tomorrow.

difference
{i} ayrım

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir. - Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.

difference
(Biyoloji) farklılık

İnsanların farklılıklarının farkında olması gerekir, ama aynı zamanda onları yaygınlığını da kucaklamalılar. - People need to be aware of their differences, but also embrace their commonness.

Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı? - Is there any difference between your idea and hers?

difference
{i} benzememe
difference
mübayenet
difference
(Tıp) diferans
difference
uyuşmak
difference
anlaşmazlık
difference
tefavüt
difference
uyuşmazlık
difference
{i} fikir ayrılığı
difference
{i} ayrılık, fark
difference
{i} olağandışılık
difference
{i} ihtilaf
difference
ayırıcı özellik
İngilizce - İngilizce
difference
to cause to differ; to make different; to mark as different; to distinguish