to be of force, importance, or weight; to matter

listen to the pronunciation of to be of force, importance, or weight; to matter
İngilizce - Türkçe

to be of force, importance, or weight; to matter teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

force
zorlamak

Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti. - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.

Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to do that.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti. - Hoover withdrew American forces from Nicaragua.

Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı. - Tom is a retired air force major.

force
{i} güç

Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur? - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?

Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı. - In the first few hours of the battle, Union forces were winning.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Onlar geri yürürlükte olacak. - They will be back in force.

Yasa artık yürürlükte değil. - The law is no longer in force.

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı. - I was forced to sign my name.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı. - She forced him to eat his vegetables.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
İngilizce - İngilizce
force
to be of force, importance, or weight; to matter