temsilci

listen to the pronunciation of temsilci
Türkçe - İngilizce
{i} delegate

Delegates from many countries participated in the conference. - Konferansa birçok ülkeden temsilciler katıldı.

{i} representative

He attended the meeting as our company representative. - O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

substitute
envoy
emissary
ambassador
(Kanun) canvasser
fugleman
(Ticaret) acting
procurator
embassador
(Ticaret) runner
agent

In case of an emergency, get in touch with my agent. - Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

Get in touch with your agent right away. - Derhal temsilcinle temasa geç.

commissionaire
rep
representative; agent
deputy
coryphaeus
spokesman
nominee
representative, agent, envoy, substitute, delegate
(Hukuk) delegate, representative
commissary
agency
syndic
concessionaire
temsilci gönderme
legation
temsilci seçmek
to choose representatives
temsilci atayan kimse
constituent
temsilci banka
(Ticaret) agent bank
temsilci bürosu
(Ticaret) agency shop
temsilci ekle
(Bilgisayar) add delegates
temsilci elementler
(Kimya) representative elements
temsilci erişimi
(Bilgisayar) delegate access
temsilci müdür
nominee director
temsilci olarak atanmak
be deputed
temsilci örnekleme
representative sampling
temsilci üzerinde zor kullanılması
(Hukuk) coercion upon the representative
ticari temsilci
commercial representative
yasal temsilci
legal representative
Birleşik Devletler Ulusal Askeri temsilci
(Askeri) United States National Military representative
bayan temsilci
embassadress
daimi temsilci (NATO)
(Askeri) permanent representative (NATO)
seyyar ticari temsilci
box wallah
sürekli temsilci
(Hukuk) permanent representative
ticari temsilci
confidential clerk
yetkili temsilci
(Ticaret) recognized agent
yetkili temsilci
(Ticaret) authorized agent
yüksek temsilci
(Hukuk) high representative
Türkçe - Türkçe
Benzerlerine örnek olan kimse veya şey: "Toplumumuzda çizgileri belirlenmiş bir tipin temsilcisiydi."- N. Cumalı
Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen ve çoğunlukla kanuni çalışma yeri ve elinde malı olmayan kimse
Benzerlerine örnek olan
Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan (kimse), mümessil
Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil
mümessil
YASAL TEMSİLCİ
(Hukuk) Kaynağını, yasadan alan temsilcilik çeşitini; burada temsilcilik yasaya dayanmaktadır; örneğin, veli vasi
temsilci