tazyi̇k

listen to the pronunciation of tazyi̇k
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) İcbar etmek
(Osmanlı Dönemi) Daraltmak, sıkıştırmak
(Osmanlı Dönemi) Sıkıntı ve ızdırab vermek
(Osmanlı Dönemi) Zorlama, baskı
(Osmanlı Dönemi) Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi. Basınç. Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar
tazyik
(Osmanlı Dönemi) daraltmak, sıkıştırmak, sıkıntı ve ıztırab vermek, zorlama, baskı
tazyik
Sıkıştırma, darlaştırma: "Bütün kanı göğsünü çatlatacak bir tazyikle kalbine hücum ediyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
tazyik
Sıkıştırma, darlaştırma
tazyik
Manevî baskı, zorlama, zarara sokma
tazyik
Basınç
tazyik
Manevi baskı, zorlama, zarara sokma: "Bütün hayatınca bunun tazyiki altında kaldı."- S. F. Abasıyanık
tazyik etmek
Zorlamak, baskı yapmak
tazyik etmek
Sıkıştırmak
tazyi̇k