tahtalar

listen to the pronunciation of tahtalar
Türkçe - İngilizce
boards

I need a hammer to nail the boards. - Tahtaları çivilemem için bir çekice ihtiyacım var.

woodwinds
tahta
wood

This is a wooden table. - Bu tahta bir masadır.

This table is made from wood. - Bu masa tahtadan yapılmıştır.

tahta
wooden

This is a wooden table. - Bu tahta bir masadır.

He carved me a wooden doll. - Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.

tahta
board

Tom pulled the darts out of the board. - Tom dartları tahtadan çekti.

The fisherman saved himself by means of a floating board. - Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.

tahta
garden-bed
tahta
timber
tahta
flat surface
tahta
piece of wood
tahta
blackboard

Blackboards are not always black. - Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.

He drew two squares on the blackboard. - O tahtaya iki kare çizdi.

kamyon kasasını yükseltmek için takılan tahtalar
rave
tahta
board, flat surface: ütü tahtası ironing board. satranç tahtası chessboard. ekmek tahtası breadboard (used when slicing bread)
tahta
long, narrow bed (for plants)
tahta
piece of wood; board, plank; board, flat surface; blackboard; garden-bed; wooden
tahta
wooden (implement): tahta kaşık wooden spoon
tahta
plank
tahta
(okul) blackboard
tahta
board, plank; batten
tahta
(something) made of boards, planks, or battens
tahta
sheet (of metal)
tahta
boarding

Tom is boarding up the windows. - Tom pencereleri tahta çakarak kapatıyor.

tahta
stick

Stick a notice on the board. - Tahtaya bir not yapıştır.

tahta
xylo
Türkçe - Türkçe

tahtalar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

tahta
Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer
tahta
Tahtadan yapılmış
tahta
Kara tahta
tahta
Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme: "Yeni silinmiş tahtalar birkaç saniye içinde berbat oldu."- R. N. Güntekin
tahta
Bu malzemeden yapılmış: "Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik."- Ö. Seyfettin
tahta
Bu parçalardan oluşmuş yüzey
tahta
Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç
tahta
Uzun biçilmiş ağaç
tahtalar