Evacuations were ordered.
- Tahliyeler emredildi.
Wars are not won by evacuations.
- Savaşlar tahliyelerle kazanılmaz.
You're being discharged.
- Sen tahliye ediliyorsun.
Your honor, I would like to discharge counsel.
- Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
Your honor, I would like to discharge counsel.
- Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
We have 24 hours to evacuate the city.
- Şehri tahliye etmek için 24 saatimiz var.
There's still time to evacuate.
- Hâlâ tahliye etmek için zaman var.
Fadil got early release on parole.
- Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
Tom was released from prison three weeks before Mary was murdered.
- Tom Mary öldürülmeden üç hafta önce hapishaneden tahliye edildi.
We still have time to evacuate.
- Tahliye etmek için hâlâ zamanımız var.
They plan to evacuate all nonessential personnel from the embassy.
- Onlar büyük elçilikten tüm gereksiz personeli tahliye etmeyi planlıyorlar.