strong, constant, unshaken, steady

listen to the pronunciation of strong, constant, unshaken, steady
İngilizce - Türkçe

strong, constant, unshaken, steady teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

firm
{s} sabit
firm
sert
firm
{s} sıkı

Sıkı bir tokalaşmayla ayrıldılar. - They parted with a firm handshake.

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı. - She pressed her lips firmly together.

firm
{i} şirket

Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi. - After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.

Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var. - There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.

firm
(Ticaret) işletme
firm
(Ticaret) kati mukavele
firm
kaymayan
firm
sarsılmaz
firm
değişmeyen
firm
dayanıklı
firm
{i} ekip
firm
{f} canlanmak (piyasa)
firm
sıkıca

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı. - She pressed her lips firmly together.

O, elimi sıkıca tuttu ve bıraktı. - He held my hand firmly and left.

firm
pek

İlk kez, onunla pek sıkı değildi. - The first time, she wasn't very firm with him.

firm
{f} pekiştirmek
firm
{s} metin
firm
firmly metanetle
firm
{f} pekişmek
firm
{s} kararlı

Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi. - I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly.

firm
{s} kesin

Ben buna kesin bir biçimde karşıyım. - I'm firmly opposed to this.

Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu. - Jefferson believed firmly in the value of education.

İngilizce - İngilizce
{a} firm
strong, constant, unshaken, steady