someone who plays a musical instrument (as a profession)

listen to the pronunciation of someone who plays a musical instrument (as a profession)
İngilizce - Türkçe

someone who plays a musical instrument (as a profession) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

musician
{i} müzisyen

The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur. - The Beatles consisted of four musicians.

Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti. - The musician shook his head and pushed his little piano away.

player
{i} oyuncu

Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz. - We regard him as the best player on the team.

Ben, iyi bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum. - I hear that you are a good tennis player.

instrumentalist
{i} çalgıcı
instrumentalist
{i} enstrüman çalan kimse
instrumentalist
{i} çalgı çalan müzisyen
musician
şarkıcı

Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur. - The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.

musician
(Askeri) BANDOCU
musician
{i} çalgıcı

Esas olarak bir stüdyo müzisyeni olarak çalışsam da, fazladan para kazanmak için biraz sokak çalgıcılığı yaparım. - Though I mainly work as a studio musician, I do a little busking to make some extra money.

player
çalıcı/oyuncu
player
(isim) player, oyuncu, çalar, çalan kimse, kumarbaz
player
çalgı çalan kimse
player
{i} player
player
{i} kumarbaz
player
player piano otomatik tertibatı bulunan piyano
player
çalgıcı
İngilizce - İngilizce
musician
player
instrumentalist
someone who plays a musical instrument (as a profession)