see passion week, below

İngilizce - Türkçe

see passion week, below teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

passion

ihtiras

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

passion

hastalık

passion

hırs

Ben işim hakkında hırslıyım. - I'm passionate about my job.

O çok zeki ve hırslı. - She is very intelligent and passionate.

passion

tutku

O, tutkularını bastırdı. - He subdued his passions.

Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir? - What are some things you are passionate about?

passion

düşkünlük

passion

ani öfke

passion

(Tıp) Kuvvetli his (heyecan, hırs, v.s.)

passion

{i} güçlü duygu; tutku; hırs

passion

(Tıp) Acı, ağrı, ıstırap

passion

{i} şehvet

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

passion

hazreti isa'nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı

passion

(Tıp) Merak, delilik

passion

{i} sevda, aşk

passion

{i} hiddet, öfke

İngilizce - İngilizce

see passion week, below teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

passion

Heceleme

see pas·sion week, be·low