sarkıtmak

listen to the pronunciation of sarkıtmak
Türkçe - Türkçe
Asmak, dar ağacına çekmek
Bir şeyin sarkmasını sağlamak
Asmak, darağacına çekmek
Bir şeyin sarkmasını sağlamak: "Kayığın bordasına oturup bacaklarını dışarı sarkıtan da vardır."- S. Birsel
salmak
bırakmak
(Osmanlı Dönemi) LATT
Sarkıt
damla taş
Sarkıt
stalaktik
Sarkıt
stalaktit
Sarkıt
damlataş
sarkıt
Mağaraların tavanında oluşan, genel olarak koni biçiminde kalker birikintisi, damlataş, stalaktit
sarkıtma
Sarkıt biçimi süs
sarkıtma
Sarkıtmak işi
sarkıtmak