sal

listen to the pronunciation of sal
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) f. Sene, yıl
(Hukuk) Yıl, içinde bulunulan yıl
At arabası üzerine saman taşımak için uzun ağaç kalaslarla kurulan düzenek
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı: "Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?"- Y. K. Karaosmanoğlu
Tabut
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı
ırmağın üstünden aktığı büyük yassı taş
Yıl, sene
ince büyük yüzeyli taş
SAL'
(Osmanlı Dönemi) Baş tepesinin saçsız oluşu, kellik
SAL'A
(Osmanlı Dönemi) Ağaç olmayan kumlu yer.SALA' : Kuyruğun sağı veya solu
SAL'A
(Osmanlı Dönemi) Belâ, âfet
sal yarışı
Genellikle nehirlerde sal ile yapılan bir tür yarış
A'SAL
(Osmanlı Dönemi) Dişinin ucu eğri olan
MÜSTE'SAL
(Osmanlı Dönemi) Ele geçirilmi
MÜSTE'SAL
(Osmanlı Dönemi) (İstisal. dan) Kökünden koparılmış
Türkçe - İngilizce
raft

The boy went down the river on a raft. - Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti.

The guide sat at the front right of the raft. - Rehber salın ön sağında oturdu.

float

Tom floated down the river on a raft. - Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

Tom floated downstream on a raft. - Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.

prov. coffin
ferry
emit
timber hitch
mantilla
mug

Tom was carrying a lot of cash when he was mugged. - Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.

Mary was mugged on her way home. - Mary eve giderken saldırıya uğrayıp soyuldu.

sal yapan kimse
rafter
sal ile taşımak
raft
sal yapmak
raft
sallar
shakes
kütüklerden yapılmış sal
catamaran
ırmakta sal ile ilerleme
rafting
sal

    Türkçe nasıl söylenir

    säl

    Telaffuz

    /ˈsal/ /ˈsæl/

    Etimoloji

    [ 'sal ] (noun.) 14th century. Middle English, from Latin; more at SALT.

    Videolar

    ... SAL KHAN: And then after Paypal, then I ...
    ... SAL KHAN: Yeah. ...