sınav

listen to the pronunciation of sınav
Türkçe - İngilizce
exam

If she studied hard, she could pass the exam. - Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.

If only I had studied harder for the exam. - Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım.

examination

My brother failed to pass the examination. - Erkek kardeşim sınavı geçemedi.

Careless as she was, she could never pass an examination. - Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.

test

Your test papers must be handed in by Monday. - Sınav kağıtların Pazartesiye kadar teslim edilmelidir.

I have to take a make up test in English next week. - Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.

examination, exam
furnace
trial
(Dilbilim) testing
(Dilbilim) tests

When I was a college student, I always pulled all-nighters before tests. - Bir üniversite öğrencisiyken her zaman sınavlardan önce bütün gece çalışırdım.

blue
oral test
sınav öncesi yoğun çalışma
cram
sınav kâğıdı
script
sınav yapmak
examine
sınav birincisi
top scorer in the exam
sınav sistemi
System of exam
sınav birincisi
first in the exam
sınav gözcüsü
invigilator
sınav harcı
fee
sınav kâğıdı
examination paper
sınav kâğıdı
test paper
sınav olmak
take an examination
sınav olmak
to have an exam
sınav sorularını hazırlamak
set an examination
sınav vermek
to pass a test
Sınavlar
exams

Tom was really glad to hear that Mary had passed her exams. - Tom Mary'nin sınavlarını geçtiğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.

I hope to graduate at the exams. - Umarım sınavlarda mezun olurum.

e-sınav
E-exam
sınav olmak
take exam
sınavlar
tests

When I was a college student, I always pulled all-nighters before tests. - Bir üniversite öğrencisiyken her zaman sınavlardan önce bütün gece çalışırdım.

ara sınav
intermediate

Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class. - Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.

bireysel sınav
(Dilbilim) individual test
evrensel sınav
(Dilbilim) universal test
geleneksel sınav kuramı
(Dilbilim) classical test theory
genel sınav
(Dilbilim) general test
ikincil değerli sınav
(Dilbilim) low stakes
ingilizce sınav takımı
(Dilbilim) english language battery
kısa sınav
quiz
resimli sınav
(Dilbilim) pictorial test
resmi sınav
(Dilbilim) formal test
sözlü sınav
oral exam
sözlü sınav
viva
sözlü sınav
viva voce
sözlü sınav
oral examination
tekrar sınav yapma
re-examination
tekrarlanan sınav
retrial
yazılı sınav
written examination
ön sınav
prelim
ön sınav
preliminary examination
ön sınav
pre examination
Türkçe - Türkçe
Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test: "O gün üniversite test sınavında kazanamadığını öğrenmiştir."- H. Taner
Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test
Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum
Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir tecrübe kazandıran zor durum
imtihan
test
yazılı sınav
Öğrencilerin ve değişik kurumlara alınacak görevlilerin bilgi ve becerilerini yazılı olarak ölçmeyi amaçlayan sınav
sınav