They continue being stubborn.
- İnatçılıklarını sürdürüyorlar.
Tom continued his relationship with that married woman.
- Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
I have decided to carry on the work.
- İşi sürdürmeye karar verdim.
We can not carry on conversation in such a noisy room.
- Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.
He resumed reading after lunch.
- O, öğle yemeğinden sonra okumayı sürdürdü.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.