I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
Traveling abroad is now more popular.
- Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.
We have broils at home and enemies abroad.
A tree spreads its branches abroad.
to walk abroad.
I decided to go abroad to study.
- Yurtdışında okumaya karar verdim.
I will study abroad when I have finished school.
- Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.