yaratılış

listen to the pronunciation of yaratılış
Турецкий язык - Английский Язык
Genesis
creation, genesis
originate
temperament
yarat
(Bilgisayar) compose

A nation creates music — the composer only arranges it. - Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

yarat
{f} created

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

Human beings are created to create things. - İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.

yarat
{f} creating

Your behavior is creating a lot of problems. - Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.

We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details. - Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.

yarat
create

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

Турецкий язык - Турецкий язык
Yaratılmak işi veya biçimi
Tanrı tarafından yoktan var ediliş
Yaratılma işi veya biçimi
Tanrı tarafından yoktan var ediliş, takvin
(Hukuk) HİLKAT
yaratılış
Избранное