yürüyenler

listen to the pronunciation of yürüyenler
Турецкий язык - Английский Язык

Определение yürüyenler в Турецкий язык Английский Язык словарь

yürüyen
walking

Tom likes to observe the people walking by. - Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.

Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary. - Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.

yürü
{f} walk

She was so tired that she couldn't walk. - Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

yürü
{f} walking

Walking is good exercise. - Yürümek iyi egzersizdir.

He is used to walking long distances. - O uzun mesafe yürümeye alışkın.

yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürüyen
marcher
yürü
amble
yürü
saunter
yürüyen
person who is going on foot; walker
yürüyen
(someone) who is walking; (an animal) that is walking
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) DEVABB
Yürüyen
maşi
yürüyenler
Избранное