weal; welfare; prosperity; good

listen to the pronunciation of weal; welfare; prosperity; good
Английский Язык - Турецкий язык

Определение weal; welfare; prosperity; good в Английский Язык Турецкий язык словарь

wealth
{i} varlık

O varlıklı görünüyor fakat aslında değil. - He looks wealthy, but actually he's not.

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar. - Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.

wealth
{i} zenginlik

Sağlık zenginlikten daha önemlidir. - Health is more important than wealth.

Zenginlik için fazla arzum yok. - I don't have much desire for wealth.

wealth
{i} servet

Serveti nedeniyle, o, o kulübün bir üyesi olabildi. - Because of his wealth, he was able to become a member of that club.

Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir. - For all his wealth, he is not very happy.

wealth
bolluk
wealth
(Kanun) malvarlığı
wealth
bolluk/varlık
wealth
(Ticaret) çokluk
wealth
variyet
wealth
varsıllık
wealth
dünyalık
wealth
dünya malı
wealth
para
wealth
{i} mal varlığı

O, mal varlığından memnun değil. - He is none the happier for his wealth.

Английский Язык - Английский Язык
wealth
weal; welfare; prosperity; good
Избранное