very beautiful

listen to the pronunciation of very beautiful
Английский Язык - Турецкий язык
çok güzel

O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır. - She is very beautiful, and what is more, very wise.

Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi. - Seen from the sky, the island was very beautiful.

lokum gibi
fıstık gibi
yüzüne bakmaya kıyılmaz
huri gibi
rüya gibi dreamlike
resim gibi
ayın on dördü gibi
very beautiful girl
çok güzel kız
gorgeous
harikulade
gorgeous
{s} harika

O hasta olsa bile harika görünüyor. - Even ill she looks gorgeous.

Yüzüğü harika değil mi? - Isn't her ring gorgeous?

gorgeous
{s} göz kamaştırıcı

Bence göz kamaştırıcısın. - I think you're gorgeous.

O 22 yaşında göz kamaştırıcı bir kızdı. - She was a gorgeous girl of 22.

gorgeous
{s} muhteşem

O gerçekten muhteşem. - She's really gorgeous.

Muhteşem kek ağzımı sulandırdı. - The gorgeous cake made my mouth water.

gorgeous
{s} görkemli

Ne görkemli bir çiçek! - What a gorgeous flower!

Bu görkemli bir şehir. - This is a gorgeous town.

gorgeous
tıkabasa yemiş
gorgeous
debdebeli
gorgeous
{s} parlak
gorgeous
çok güzel

Çok güzel gözlerin var. - You have gorgeous eyes.

O zengin ve daha da iyisi o çok güzel. - She's rich, and even better, she's gorgeous.

gorgeous
hoş
gorgeous
tatlı
Английский Язык - Английский Язык
gorgeous
very beautiful

    Расстановка переносов

    ve·ry beau·ti·ful

    Турецкое произношение

    veri byutıfıl

    Произношение

    /ˈverē ˈbyo͞otəfəl/ /ˈvɛriː ˈbjuːtəfəl/
Избранное