uyaranlar

listen to the pronunciation of uyaranlar
Турецкий язык - Английский Язык
stimulates
Third person singular simple present of to stimulate
uyar
stimulate

Knowledge of foreign languages stimulates brain activity. - Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.

Uyaran
(Tıp) pressor
uyaran
{s} stimulant
uyar
(Bilgisayar) notify

Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment. - Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

uyar
(Bilgisayar) alert with
uyar
it works
uyar
adaptive
uyar
{f} stimulated
uyaran
exciting
uyar
I'm easy
uyar
{f} stimulating

I had a very stimulating conversation with Tom. - Tom'la çok uyarıcı bir konuşma yaptım.

I find it very stimulating. - Onu çok uyarıcı buluyorum.

uyar
warn

Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character. - Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakterini kullanarak gösterilir.

A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person. - Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.

uyar
alert to
uyar
expostulate
uyar
{f} alert

The tsunami alert was cancelled. - Tsunami uyarısı iptal edildi.

Tom alerted the authorities. - Tom yetkilileri uyardı.

uyaran
premonitory
uyaran
cautionary
uyaran
stimulus
uyar
excite
uyar
{f} alarm
uyar
{f} excited
uyar
actuate
uyaran
stimulating
uyar
caution

High school students who flagrantly smoke in class and the teachers who can't caution them will be punished. - Sınıfta aşikar bir şekilde sigara içen lise öğrencileri ve onları uyaramayan öğretmenler cezalandırılacak.

I cautioned him against being late. - Onu geç kalmaya karşı uyardım.

uyar
alertto
uyaran
exciting; stimulus
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение uyaranlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Uyaran
uyartı
uyaran
Organizmada uyarım yaratan, uyarıcı
uyaran
Bir uyarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç, uyarıcı
uyaran
Uyarma işini yapan kimse veya şey, münebbih