unpleasant, disagreeable

listen to the pronunciation of unpleasant, disagreeable
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unpleasant, disagreeable в Английский Язык Турецкий язык словарь

terrible
korkunç

General John Pope korkunç bir hata yaptı. - General John Pope made a terrible mistake.

Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı. - Dozens of people were injured in the terrible accident.

terrible
{s} berbat

Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım. - I feel terrible, but I've just broken your ashtray.

Berbat bir deneyim yaşadım. - I had a terrible experience.

terrible
{s} çok kötü

Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür. - Smoking is terrible for your health.

O gerçekten çok kötü mü? - Is it really so terrible?

terrible
{s} korkunç: The side effects of this drug are terrible. Bu ilacın yan etkileri korkunç
terrible
{s} müthiş

Tom müthiş bir keşif yaptı. - Tom made a terrible discovery.

O sözcük oyunu müthiştir. - That pun is terrible.

terrible
(Argo) bombok
terrible
dehşet verici

Bu yol dehşet verici. - This road is terrible.

terrible
sunturlu
terrible
rezil
terrible
aşırı
terrible
çok

Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür. - Smoking is terrible for your health.

Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm. - You're so good at writing. I'm terrible.

terrible
aşırı derecede
terrible
berbat/korkunç
terrible
korkulacak
terrible
{s} çok kötü; berbat: He's got a terrible cough. Çok
terrible
terribly müthiş bir şekilde
Английский Язык - Английский Язык
terrible
displeasant

She suffers spasms, torsions and trances. It sounds most displeasant.’.

unpleasant, disagreeable
Избранное