Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.
- Your book is double the size of mine.
Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı?
- Do you have these shoes in my size?
Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.
- They are manufactured in various sizes.
Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı.
- Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
- One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
O, kızkardeşi Mary'yi aradı.
- He called his sister, Mary.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Ada Manhattan'ın altı katı büyüklüğünde.
- The island is six times the size of Manhattan.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
cover my six.
... one bed group between two zero one six years old ...
... she knows that after six months she will be trained for the ...