to outlast danger; to float; said of a ship, boat, etc

listen to the pronunciation of to outlast danger; to float; said of a ship, boat, etc
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to outlast danger; to float; said of a ship, boat, etc в Английский Язык Турецкий язык словарь

live
yaşamak

Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz. - All of us want to live as long as possible.

Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın. - You must eat to live. You must not live to eat.

live
live and learn yaşadıkça ögrenmek
live
{s} güncel
live
{f} on ile geçinmek
live
(Televizyon) canlı yayın

Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak. - The soccer game will be transmitted live at five p.m.

Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek. - Stay tuned. Our live stream will return shortly.

live
akımlı
live
cereyanlı (tel/ray vb)
live
radyo

Dan radyoda canlı çaldı. - Dan played live on the radio.

live
gereksinimlerini karşılamak
live
çıngıyla yüklü
live
cereyanlı
live
canlı (yayın)
live
diri
live
(yayın) naklen
live
canlı

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular. - Soon after the accident they found a live animal there.

Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı. - My grandfather is 90 years old and very lively.

live
ömür sürmek
live
hayatta olmak
live
eğleşmek
live
{s} patlamamış (bomba)
Английский Язык - Английский Язык
live
to outlast danger; to float; said of a ship, boat, etc

    Расстановка переносов

    to out·last danger; to float; said of a ship, boat, etc

    Произношение

Избранное