Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
- They helped one another to make the school festival a success.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
- It is our duty to help one another.
Birbirimize yardımcı olduk.
- We helped one another.
Tom ve Mary birbirlerini öptüler.
- Tom and Mary kissed one another.
İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
- The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.
İnsanların birbirini sevdiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
- I want to live in a world where people love one another.
Odadakilerin hepsi birbirini tanır.
- The people in the room all know one another.
Tom ve Mary birbirine bağlıdır.
- Tom and Mary depended on one another.
Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.
- All living things on earth depend one another.
Rainy days seemed to follow one another all summer.
... Let me pick one another point, then get into some discussion. ...
... come into conflict with one another. For example, landlords aren't allowed to enter your hotel ...