Английский Язык - Турецкий язык
Определение to give heed; to yield to advice; to follow admonition; to obey в Английский Язык Турецкий язык словарь
- listen
- {f} dinlemek
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
-It is a lot of fun to listen to music.
Sesi dinlemek için hoş.
-Her voice is pleasant to listen to.
- listen
- dinle
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
-Listen! They're playing my favorite music.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
-I listened, but I didn't hear anything.
- listen
- {f} to -i dinlemek, -e kulak vermek
- listen
- kulak verme
O, öğretmene hiç kulak vermez.
-He never listens to the teacher.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
-Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
- listen
- baksana
- listen
- kulak misafiri olmak
- listen
- radyo dinlemek
Radyo dinlemek ister misin?
-Do you want to listen to the radio?
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
-I like listening to the radio.
- listen
- listening post düşman hattına yakın dinleme noktası
- listen
- dinleme
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
-The children love listening to stories.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
-I like to listen to classical music.
- listen
- {f} kulak asmak
- listen
- listen in başkasının konuşmasını dinlemek
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to give heed; to yield to advice; to follow admonition; to obey в Английский Язык Английский Язык словарь
- listen
to give heed; to yield to advice; to follow admonition; to obey
Расстановка переносов
to give heed; to yield to advice; to fol·low admonition; to o·beyПроизношение
Resimler
Избранное