O, kaynanasını gücendiren bir şey söylediği için için için pişman oldu.
- She bitterly regretted having said something that displeased her mother-in-law.
Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.
- A frown may express anger or displeasure.
Bir gece yarısı telefon konuşması bize hem şok hem de hoşnutsuzluk verir.
- A midnight telephone call gives us both shock and displeasure.
Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.
- A frown may express anger or displeasure.