to change a steady state abruptly

listen to the pronunciation of to change a steady state abruptly
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to change a steady state abruptly в Английский Язык Турецкий язык словарь

break
kırmak

Tom kapıyı kırmak için uğraşmaya başladı. - Tom began trying to break down the door.

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi. - Peter didn't intend to break the vase.

break
mola

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim. - I've done half the work, and now I can take a break.

Oralarda bir yerde bir çay molası verelim. - Let's have a tea break somewhere around there.

break
ortalık ağarmak
break
dağıtmak
break
(Bilgisayar) çık

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı. - He took a walk before breakfast.

Savaş çıksa ne yaparsın? - What would you do if war were to break out?

break
şafak atmak
break
yıkmak

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

break
kırılma

Herkesin bir kırılma noktası var. - Everyone has a breaking point.

Bambu eğildi ama kırılmadı. - The bamboo gave but did not break.

break
çözmek
break
çatlatmak
break
kırma

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu. - Tom didn't want to break Mary's heart.

Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol. - Please be careful not to break this vase.

break
dizginlemek
break
bitmek
break
açmak
break
değişiklik
break
kesme bitir/kes
break
{f} batmak
break
sona erdirmek
break
kes,v.kır: n.aralık
break
parçalamak

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır. - A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.

Английский Язык - Английский Язык
break

With the mood broken, what we had been doing seemed pretty silly.

to change a steady state abruptly

    Расстановка переносов

    to change a stea·dy state ab·rupt·ly

    Турецкое произношение

    tı çeync ı stedi steyt ıbrʌptli

    Произношение

    /tə ˈʧānʤ ə ˈstedē ˈstāt əˈbrəptlē/ /tə ˈʧeɪnʤ ə ˈstɛdiː ˈsteɪt əˈbrʌptliː/
Избранное