Onlar düşmanı pusuya düşürdü.
- They ambushed the enemy.
O bir pusuda yakalandı.
- He was caught in an ambush.
Bir bilet almak için en az bir saat beklemek zorunda kalırsın.
- You'll have to wait not less than an hour to get a ticket.
Tüm yapabileceğin beklemektir.
- All you can do is to wait.
Bu üç saatlik bir bekleyiş olacak.
- It's going to be a three-hour wait.
Uzun bir bekleyişten sonra içeri girdik.
- We got in after a long wait.
Burada beklememen gerekir.
- You shouldn't wait here.
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
- Five patients were in the waiting room.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
- I would rather go on foot than stay here waiting for the bus.
O gelene kadar burada bekleyeceğim.
- I'll wait here until she comes.
Burada beklememen gerekir.
- You shouldn't wait here.
Çorba ısınıncaya kadar bekleyin.
- Wait till the soup warms.
Lütfen beş dakika bekleyin.
- Please wait five minutes.
Haydutlar tarafından pusuya düşürüldük.
- We were ambushed by bandits.
Polis arabası, yerel bir çetenin üyeleri tarafından pusuya düşürüldü.
- The police car was ambushed by members of a local gang.