to agree with

listen to the pronunciation of to agree with
Английский Язык - Турецкий язык
birleşilmek
(Dilbilim) aynı görüşü paylaşmak
bağdaşmak
anlaşmak

Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık. - I have to agree with Tom on this one.

Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık. - I've got to agree with Tom on this one.

katılmak

Buna katılmak zorundayım. - I have to agree with this.

Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım. - I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.

uymak
ile mutabık kalmak
anlaş

Tom'la tesadüfen anlaşıyorum. - I happen to agree with Tom.

Tom ve Mary hemen hemen her zaman birbirleriyle anlaşırlar. - Tom and Mary almost always agree with each other.

hemfikir olmak
ile mutabakat sağlamak
aynı fikirde olmak

Onlarla aynı fikirde olmak zorundayım. - I have to agree with them.

Onunla aynı fikirde olmak zorundayım. - I have to agree with her.

(Fiili Deyim ) aynı fikirde olmak , uyuşmak , anlaşmak
iyi gelmek
yaramak
aynı görüşte olmak
Английский Язык - Английский Язык
concur with, share the same opinion with
to agree with

    Расстановка переносов

    to a·gree with

    Турецкое произношение

    tı ıgri wîdh

    Произношение

    /tə əˈgrē wəᴛʜ/ /tə əˈɡriː wɪð/

    Видео

    ... ERIC SCHMIDT: I agree with that. ...
    ... said, and I agree with him, which is that if people have committed crimes we got to ...
Избранное