the act of seeing or looking at something

listen to the pronunciation of the act of seeing or looking at something
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of seeing or looking at something в Английский Язык Турецкий язык словарь

view
{i} manzara

Bu Alplerin bir manzarasıdır. - This is a view of the Alps.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara. - This is the finest view I have ever seen.

view
kanı
view
{i} görüntü

Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir. - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.

Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum. - I love the scenery viewable from the Shinkansen.

view
bakış

Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur. - From my personal point of view, his opinion is right.

Bakış açınızı anlayabiliyorum. - I can understand your point of view.

view
(Bilgisayar) görünüm menüsü
view
fikirsiz
view
yoklamak
view
maksat
view
düşünce

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı. - He studied day and night with a view to becoming a lawyer.

view
görüntülemek
view
muayene etmek
the act of
eyleminin
view
{i} bakış: point of view bakış açısı
view
{i} görünüm, manzara: This house has a
view
{i} panaroma
view
{f} görmek

Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın. - You must be at least eighteen to view this sentence.

view
{i} beklenti
view
{f} üzerinde düşünmek
Английский Язык - Английский Язык
view

He changed seat to get a complete view of the stage.

the act of seeing or looking at something

    Расстановка переносов

    the act of see·ing or looking at some·thing

    Турецкое произношение

    dhi äkt ıv siîng ır lûkîng ät sʌmthîng

    Произношение

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈsēəɴɢ ər ˈlo͝okəɴɢ ˈat ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ðiː ˈækt əv ˈsiːɪŋ ɜr ˈlʊkɪŋ ˈæt ˈsʌmθɪŋ/
Избранное