tanınmış

listen to the pronunciation of tanınmış
Турецкий язык - Английский Язык
reputable
notable
of note
prestigious
famed
noted

The noted diplomat readily participated in the committee. - Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.

well-known; famous
well known

She's well known as a singer. - O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

A very well known wine is produced in that region. - O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.

known for: O dürüst tanınmış bir adamdır. He's a man who's known for his honesty
illustrious
well-known, famous, recognized, noted, celebrated, reputable
distinguished
reputed

She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet. - O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.

conversant
famous

Mary is a famous pop star. - Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.

During the 60s and 70s, she published her most famous books. - En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.

acknowledged
recognized

Years ago this principle was widely recognized. - Yıllar önce bu ilke yaygın olarak tanınmıştır.

That is a recognized American author. - O tanınmış bir Amerikalı yazardır.

(Politika, Siyaset) prominent

The prominent poet attempted to commit suicide in his study. - Tanınmış şair çalışma odasında intihar etmeye kalkıştı.

Sami was a prominent Cairo plastic surgeon. - Sami, tanınmış bir Kahireli plastik cerrahtı.

(Kanun) legitimized
(deyim) in the public eye
known

It's one of the best known books in Brazilian literature. - Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.

A very well known wine is produced in that region. - O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.

tanı
{i} diagnosis
tanınmış kimse
notability
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

I don't want to identify myself with that group. - Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

tanı
recognise

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

The computer recognises two hundred different types of errors. - Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.

tanı
{f} recognized

I recognized her by the hat she was wearing. - Onu giydiği şapkadan tanıdım.

She was burned so extensively that her children no longer recognized her. - O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

alenen tanınmış kişi
public figure
kötü tanınmış
notorious

The notorious expression of the year 2011 is Kebab murders. - 2011 yılının kötü tanınmış deyimi Kebap cinayetleridir.

ptolemaios zamanındaki yedi tanınmış yunanlı şair
Pleiades
resmen tanınmış
accredited
resmen tanınmış banka
(Ticaret) recognised bank
resmen tanınmış olan kilise
established church
tanı
diagnosis teşhis
Турецкий язык - Турецкий язык
Ünlü
Herhangi bir özelliği ile ün kazanmış olan
merkür, ikimizin hikâyesi, 6. his, içimdeki çocuk gibi filmleriyle tanınmış abd'
BRUCE WiLLiS: şifre
tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanınmış
Избранное