Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
Tom'un söylediği gerçekten doğru.
- What Tom said is actually true.
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
- Tom doesn't actually live within Boston city limits.
Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
- And actually, this project needs everyone.