siegen

listen to the pronunciation of siegen
Немецкий Язык - Турецкий язык
{'zi: gın} zafer kazanmak; sp. kazanmak, yenmek
zafer kazanmak; yenmek, galip gelmek
zafer kazanmak
galebe çalmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение siegen в Английский Язык Турецкий язык словарь

win
{i} galibiyet

Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı. - Ricardo got US$ 500 for winning.

Aslanların şahinler üzerinde kolay bir galibiyeti vardı. - The Lions had an easy win over the Hawks.

win
{i} zafer

İngiliz kuvvetleri bu sırada zaferler kazanıyorlardı. - British forces at this time were winning victories.

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder. - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

win
{i} kazanma

O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var. - That team has little, if any, chance of winning.

Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı? - Is there any possibility that he'll win the election?

win
{i} başarı

Her kazanan sonunda başarısız olur. - Every win fails eventually.

Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar. - They celebrated his success by opening a bottle of wine.

win
{f} kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku's won the
win
isabet etmek
win
kazamak
win
ulaşmayı başarmak
win
{f} kazan

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı? - Is there any possibility that he'll win the election?

win
yengi
win
{f} galip gelmek
win
{f} kazanmak

Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi. - Winning the election was a great victory for the candidate's political party.

Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor. - Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.

win
win by a head yarışta bir at
win
{f} (won, --ning)
win
birinci gelmek
win
birinci gelme
win
gayesine erişmek
win
{f} ikna etmek