They got up to greet Tom.
- Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
He rose to his feet to greet me.
- O beni selamlamak için ayağa kalktı.
He rose to his feet to greet me.
- O beni selamlamak için ayağa kalktı.
I want to greet him, too.
- Ben de onu selamlamak istiyorum.
He rose to his feet to greet me.
- O beni selamlamak için ayağa kalktı.
Did you forget to greet me?
- Beni selamlamayı unuttun mu?
The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladılar.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
The president saluted the public.
- Devlet başkanı halkı selamladı.
Greetings from Cornwall!
- Cornwall'dan selamlar!
We exchanged greetings.
- Birbirimizi selamladık.
She greeted me with Good morning.
- O, beni Günaydın ile selamladı.
He greeted me with a smile.
- O bir tebessümle beni selamladı.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
I don't salute your flag.
- Bayrağınızı selamlamam.
In Japan, it is proper to bow when you meet someone.
- Japonya'da biriyle karşılaştığında başla selamlamak uygundur.