sehr viel

listen to the pronunciation of sehr viel
Немецкий Язык - Турецкий язык
{'ze: rfi: l} çok fazla
pek çok
dünya kadar
çok
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sehr viel в Английский Язык Турецкий язык словарь

lots of
bir sürü

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir. - Lots of famous people come here.

Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi. - Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.

very much
çok fazla

Mike hayvanları çok fazla severdi. - Mike liked animals very much.

Tom konserden çok fazla hoşlanmadı. - Tom didn't enjoy the concert very much.

a great deal
bir hayli

Bunun hakkında bir hayli düşündüm. - I've thought about this a great deal.

Bu yolda bir hayli trafik var. - There is a great deal of traffic on this road.

lots of
dünya kadar
lots of
bir dolu
lots of
sürüsüne bereket
lots of
derya gibi
lots of
kıyamet gibi
a good deal
bir dünya
a good deal
oldukça çok
a great deal
etek-etek
lots of
birçok

Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor. - Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.

Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür. - Tom is the kind of guy lots of people just don't like.

a good deal
1. çok: That cost him a good deal. Ona pahalıya mal oldu. İts climate iş a good deal like Cairo´s. Havası Kahire´ninkine çok benziyor. 2. k. dili kelepir. 3. k. dili iyi bir şey
a good deal
iyi bir anlaşma
a great deal
çok

Bugün yapacak çok işim var. - I have a great deal to do today.

O süt satarak çok para yaptı. - He made a great deal of money selling milk.

a great deal
oldukça çok

Tom oldukça çok seyahat eder. - Tom travels a great deal.

Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi. - It would mean a great deal to me.

lots of
çok

Müzik dinlemek çok eğlenceli. - Listening to music is lots of fun.

Biz piknikte çok eğlendik. - We had lots of fun at the picnic.