Date of last revision of this page: 2010-11-03
- Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
This machine can print sixty pages a minute.
- Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
Tom promised Mary that he'd turn over a new leaf.
- Tom Mary'ye hayatında yeni bir sayfa açacağına söz verdi.
My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf.
- Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.
Leave this sheet blank.
- Bu sayfayı boş bırak.
Give me a blank sheet of paper.
- Bana boş bir sayfa kağıt verin.
The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
The sheets were soaked with sweat.
- Sayfalar terle doldu.
Tom folded his sheets.
- Tom sayfaları katladı.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
Tom's picture is on the front page of today's newspaper.
- Tom'un resmi bugünkü gazetenin ön sayfasındadır.
You made the front page.
- Sen ön sayfayı yaptın.