Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
- He acted quickly and put out the fire.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Aradığı kelimeyi bulmak için sayfayı hızlıca taradı.
- He quickly scanned the page for the word he was looking for.
Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.
- I hope my Spanish improves quickly.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
O, şık bir şekilde giyinmişti.
- She's smartly dressed.
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
- World War One did not end quickly or easily.
Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.
- Please come home as quickly as possible.
Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek.
- We will all die, some quickly, others will take their time.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı.
- Tom climbed up the ladder as quickly as he could.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
... In my last 1 and 1/2 minutes, I'm going to just quickly run ...
... is very quickly ' ...