Ailem için tatilimden vazgeçmeye razı oldum.
- I concurred in giving up my vacation for my family.
Tom'un canı vazgeçmek istedi.
- Tom felt like giving up.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Tom neredeyse vazgeçti.
- Tom has all but given up.