power, capacity, skill, means

listen to the pronunciation of power, capacity, skill, means
Английский Язык - Турецкий язык

Определение power, capacity, skill, means в Английский Язык Турецкий язык словарь

ability
hüner
ability
{i} beceri

İngilizce konuşma becerisi kazandı. - He acquired the ability to speak English.

Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir. - Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.

ability
yetenek

Kız müzikal yetenekten yoksundu. - The girl lacked musical ability.

Yetenek farkını onlara gösterdim. - I showed them the difference of ability.

ability
kabiliyet

Tom kesinlikle patron olma kabiliyetine sahip. - Tom definitely has the ability to be the boss.

Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu. - My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.

ability
{i} yeterlik
ability
{i} güç

Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür. - The ability to show weakness is a strength.

ability
{i} iktidar
ability
istidat
ability
ustalık
ability
liyakat
ability
becerik
ability
kudret abilities kabiliyetler
ability
huk ehliyet
ability
melekeler
ability
(Tekstil) vasıf ( özellik )
Английский Язык - Английский Язык
{n} ability