Popülerlik başını döndürdü.
- The popularity turned her head.
Onun ilk çalışması insanlar arasında büyük popülerlik kazandı.
- His first work gained great popularity among people.
Kent, önemli bir turistik yer olarak rağbet kazandı.
- The city is gaining popularity as a major tourist destination.
Aktör, popülaritesinin doruğunda öldü.
- The actor died at the height of his popularity.
Onun popülaritesi azalıyor.
- His popularity is waning.
Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.
- Young people like popular music.
Şarkıcı genç insanlar arasında popülerdir.
- The singer is popular among young people.
Az sayıda halk oyu kazandı.
- He won by a small number of popular votes.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
- Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.
- As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.
Yaygın görüşün aksine, Tom o kadar da saf değildir.
- Contrary to popular belief, Tom isn't that naive.
Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok yaygındır.
- Shark fin soup is very popular in China.
Orası sevilen bir turistik yerdir.
- It is a popular tourist destination.
O, sınıftaki en sevilen oğlan.
- He's the most popular boy in the class.
The commonly held in popular estimation are greatest at a distance. - John Henry Newman.
Walls are very big these days.
- Walls are very popular these days.
It's very big these days.
- It's very popular these days.
... popularity of the game. ...