planlamak

listen to the pronunciation of planlamak
Турецкий язык - Английский Язык
plan

Failing to plan is planning to fail. - Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.

The revolutionary council met to plan strategy. - Devrim konseyi strateji planlamak için toplandı.

concert
intend
map out
map something out
blue-print
lay out
schedule

I'd like to schedule an appointment with Dr. Jackson. - Doktor Jackson'la bir randevu planlamak istiyorum.

I'd like to schedule an appointment. - Bir randevu planlamak istiyorum.

think out
schema
figure on
plan out

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

orchestrate
arrange
draft
work up
chart
project
think
to plan, to arrange, to map sth out
map
contrive
design
premeditate
architect
structure
have in view
calculate
mark out
devise
to plan

Failing to plan is planning to fail. - Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

programme [Brit.]
blue print
program
envisage
envision
{f} programme
planlama
planning

The attack began without enough planning. - Saldırı yeterli planlama yapılmadan başladı.

I was just wondering if any of you are planning to go to our high school reunion this weekend. - Sizlerden herhangi birinin bu hafta sonu bizim lise toplantısına gitmeyi planlayıp planlamadığınızı sadece merak ediyordum.

planla
{f} schedule

What time is your plane scheduled to leave? - Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.

Tom is scheduled to give a concert in Boston on October 20th. - Tom 20 Ekimde Boston'da bir konser vermeyi planladı.

planlama
pianning
planlama
sparseness
planlama
envisaging
planlama
envisioning
planlama
schedule

I'd like to schedule an appointment for tomorrow. - Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.

I'd like to schedule an appointment. - Bir randevu planlamak istiyorum.

planla
{f} scheduled

Tom is scheduled to give a concert in Boston on October 20th. - Tom 20 Ekimde Boston'da bir konser vermeyi planladı.

What time is your plane scheduled to take off? - Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?

planla
{f} schema
planla
{f} planned

Things didn't go as planned. - İşler planlandığı gibi gitmedi.

Tom asked Mary whether she planned to swim or not. - Tom Mary'ye yüzmeyi planlayıp planlamadığını sordu.

planla
{f} plan

We'll put these plans on ice. - Bu planları erteleyeceğiz.

Things didn't go as planned. - İşler planlandığı gibi gitmedi.

planla
lay out
planla
{f} intended

I'd intended to have my homework finished by now. - Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.

He intended to have visited Naples last year. - O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.

planla
map out
planla
think out
planla
{f} planning

He works in the planning section. - O, planlama bölümünde çalışıyor.

Tom said that he thought Mary knew what time John was planning to start cooking. - Tom, John'un ne zaman aşçılığa başlamayı planladığını Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.

bütçe planlamak
plan a budget
planla
structure
planla
mapout
planla
thinkout
planlama
projection
önceden planlamak
plan ahead
Турецкий язык - Турецкий язык
Yapılacak bir işi belli plana göre düzenlemek
planlama
Planlamak işi
planlama
Hükûmet tarafından ulaşılacak amaçları belirleyen, tarım, ulaşım, sanayi gibi kesimlerdeki artış ölçüsünü tespit eden ve uygulanması gerekli çareleri önceden gösteren ekonomik, sosyal programın belli süreler için hazırlanması işi
planlamak
Избранное