We were not invited to the party.
- Partiye davet edilmedik.
He appeared at the party late.
- O, partiye geç geldi.
Tom is having a birthday bash this weekend.
- Tom bu haftasonu bir doğum günü partisi veriyor.
The Socialist Party groomed him as a presidential candidate.
- Sosyalist parti onu başkan adayı olarak yetiştirdi.
The Socialist party will win, I think.
- Bence Sosyalist Parti kazanır.
I'm having a little get-together tomorrow at my place. Would you like to come?
- Yarın benim yerimde küçük bir parti veriyorum. Gelmek ister misin?
We have a party tomorrow evening.
- Yarın akşam bir partimiz var.
She dressed up for the party.
- O, parti için giyindi.
The ruling party is running a smear campaign against the opposition.
- İktidar partisi muhalefete karşı bir karalama kampanyası yürütüyor.
We'll run into her at the party.
- Partide onunla karşılaşacağız.
In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
- Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.
Let's get together and have a party.
- Toplanalım ve bir parti verelim.
He was elected chairman of the caucus in 2002.
- O, 2002 yılında parti yönetim kurulu başkanlığına seçildi.
Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
- Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.
We met some time ago a man that would just do for you, if you were not already engaged to Jonathan. He is an excellent parti, being handsome, well off, and of good birth.