Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.