of or pertaining to an office or public trust

listen to the pronunciation of of or pertaining to an office or public trust
Английский Язык - Турецкий язык

Определение of or pertaining to an office or public trust в Английский Язык Турецкий язык словарь

official
memur

Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi. - The official in charge let me in.

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

official
resmi

Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur. - The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.

Resmî evrakları imzalayamadı. - He could not sign official papers.

official
yetkili

Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor. - Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.

Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı. - Canadian officials weighed the supplies of each man.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu. - The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.

Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek. - Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir. - Some officials may have been corrupted.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu. - Only high officials had access to the President.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
Английский Язык - Английский Язык
official

official duties.

of or pertaining to an office or public trust

    Расстановка переносов

    of or pertaining to an of·fice or pub·lic trust

    Турецкое произношение

    ıv ır pırteynîng tı ın ôfıs ır pʌblîk trʌst

    Произношение

    /əv ər pərˈtānəɴɢ tə ən ˈôfəs ər ˈpəblək ˈtrəst/ /əv ɜr pɜrˈteɪnɪŋ tə ən ˈɔːfəs ɜr ˈpʌblɪk ˈtrʌst/
Избранное