Birbirlerinden ayrılamazlar.
- They are inseparable.
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
O ve ben okulda birlikteki zamanımız boyunca ayrılmaz arkadaşlardık.
- He and I were inseparable friends during our time together in school.
Öğrencilik günlerimizden beri o ve ben ayrılmaz arkadaşlarız.
- He and I have been inseparable friends since our student days.
Mary ve Kate çok samimi.
- Mary and Kate are inseparable.
Onlar yakında ayrılmaz oldular.
- They soon became inseparable.
Yeni bir bloğa başladım. Başlangıçta çok sayıda blog yapan ve sonra blog yapmaktan vazgeçen insanlardan biri olmamak için elimden geleni yapacağım.
- I started a new blog. I'll do my best not to be one of those people who blogs a lot right at the start and then quits blogging.
Sanırım kaba olmamak en iyisi.
- I think it is best not to be impolite.