Tom would have liked to attend Mary's party. Unfortunately, he had other things he had to do.
- Tom Mary'nin partisine katılmayı isterdi. Maalesef, yapmak zorunda olduğu başka şeyler vardı.
Unfortunately, it's raining today.
- Maalesef bugün yağmur yağıyor.
We're sorry but this video is no longer available.
- Maalesef bu video artık mevcut değil.
I'm sorry, my father's not here.
- Maalesef babam burada değil.
I am afraid they both have a bad reputation.
- Maalesef onların her ikisininde kötü bir ünü var.
I am afraid none of you are capable of doing the job. We will be taking our business elsewhere.
- Maalesef hiç biriniz işi yapma yeteneğine sahip değilsiniz. Biz işimizi başka bir yere götürüyor olacağız.
I'm afraid I have neuralgia.
- Maalesef nevraljim var.
I'm afraid I've run short of coffee.
- Maalesef kahveyi tükettim.
Unfortunately, Tom refused to help us.
- Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.
Unfortunately, it's raining today.
- Maalesef bugün yağmur yağıyor.
Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum.
- Maalesef bu şarkının sözlerini bulamıyorum.